ABD'nin 11 Eylül gerekçesiyle tetiklediği küresel saldırganlık egemen medyayı ve medya etiği sorunsalını aniden tartışmaların odağına taşıdı. Egemen medya gerek Kuzey ülkelerinde gerekse Türkiye'de ABD'nin savaşlarında bir kez daha kötü bir sınav vererek doğrudan savaş propagandistliğine soyundu ve ağır ve haklı tepkilere eleştirilere uğradı.
Bu kitap öncelikle bunu hedefliyor ama bununla da sınırlı kalmayarak alternatif medya olanaklarını ararken egemen söylem hesaplaşmanın yollarını arıyor..