Amerikan yardımlarının kendini "süttozu ve balıkyağı"yla gösterdiği yıllarda Amerika'yla iş yapan bazı Türk girişimcilerle bir grup Amerikalı Ankara'ya yakın bir köyde bir pilot proje uygulamaya karar verir. Uzun tartışmalar sonucunda Kızılöz köyünde karar kılınır. Gümrah yeşillikleri bereketli toprakları şırıl şırıl akan sularıyla hem güzel hem de kimseye muhtaç olmadan geçinip giden bir köydür Kızılöz. Okulu yetersizdir her köy gibi ama öğretmeni yamandır. Her köy gibi eksikleri ganidir köyün ama köylünün umutları tamdır: "Bir gün hükümet buraya da mutlaka el atacaktır."
Proje sahipleri köye gelip anlatırlar düşündüklerini ama köylüler anlamaz pek; yardım isteğine de sıcak bakmazlar. Ne var ki Amerikalılar ısrarcıdır bu konuda. Sonunda köyün kır bekçisi Temeloş bir fikir atıverir ortaya öylesine. "Köyün rüzgârını kesen şu tepeyi kaldırın" deyiverir. Amerikalılar beğenir bu fikri! Başlarlar çalışmaya. Tepe yerle yeksan edilir; yerini geniş bir ovaya bırakır. Buraya köylülerin deyişiyle "Faynapıl" ağaçları diker Amerikalılar. Ayrıca Amerika'dan tavuk dana getirip köyde cins hayvan yetiştirmeye kalkışırlar. Köye bir gazino açarlar eğitime de el atarlar. Ama işler pek umdukları gibi gitmez. Ağaçlar koftur meyve vermezler; hayvanlar da birer birer telef olurlar. Velhasıl örnek proje köylüyü sıkan yoran bir boyunduruğa dönüşmüş yardım eziyet olup çıkmıştır. Tüm bunlardan kurtulmak gerekmektedir ama nasıl? Çözümü yine köyün akıllısı gün görmüş Temeloş bulacaktır...
Fakir Baykurt bu romanında diğer romanlarında farklı bir anlatım tekniği kullanmış ve daha hızlı bir tempo yakalayarak gözlemleriyle memleket sıırlarının dışına uzanmıştır.