Fynn onu Londra'nın sisli limanlarında bulduğunda Anna henüz dört yaşındaydı. Karşılaştıkları ilk andan itibaren beraber geçirdikleri günler çok keyifliydi ve keşiflerle doluydu; Bay Tanrı Anna'yı yanına alana kadar.
Anna'nın yaşamın en belirsiz ve derin sorularını sorabilme ve bunlara cevap verebilme konusunda şaşırtıcı bir yeteneği vardı. Bütün açık sözlülüğü ve dürüstlüğüyle kendisini tanıyan herkesi şaşırtıyordu. Var olmanın amacını hissetmenin özünü sevginin güzelliğini esrarengiz bir kesinlikle anlamış gibiydi. O küçük bir teolog matematikçi filozof şair ve bahçıvandı. Anna'nın Bay Tanrı ile çok özel bir arkadaşlığı vardı.

"Akılda yer eden ve düşündüren bir kitap."
- Los Angeles Times

"Gerçekten dokunaklı!"
- Publishers Weekly

"Çoğu güzel şey gibi bu kitap da basit görünüyor. Anna okuyucunun yüreğine dokunurken düşünceleri de okuyucunun beynine nüfuz ediyor."
- Chicago Sun-Times