Söz ve yazı kültürümüzde azla özü damlayla ummanı zerreyle küllü anlatan nice örnekler vardır. Divan şiirinde beyit kıta rubai vb formların yanında halk şirinin manileri dörtlükleri ve tuyugları gelir. Bir mısraya bir kitabı sığdırmak Mesnevi derinliğini ve genişliğini Yunus'ça nefes ve deyişe dönüştürmek bir de Necip Fazıl Sunay Akın uzaklığındaki ortak paylaşım. Ve Mehmet Özkendirci şiiri..
Mehmet Özkendirci'nin cimrilik dozunda yazılmış neredeyse birkaç dakikada okuyup bitirdiğim şiir kitabına çok şaşırmıştım. Nedeni şiirlerin kısalığı ve derinliği değildi.
Usta bir karikatür sanatçısının resimleriyle bu şiirler arasında bağlantı kuramayışımdı mesele. Yanılmıştım. Sanatçıyı şairi yakından tanıdıkça şiirleri karikatürleri hocalığı ve kişiliğiyle bir bütün çıktı karşıma.
Karikatür siyasi toplumsal ve güncel olayları mizahi ironik ve kinayeli bir biçimde çarpıtarak deforme ederek yalınlaştırarak özüne inerek anlatmak değimli? Aza indirgeme soyutlama ironi..Ve Mehmet Özkendirci şiiri.
Sanatçının şiirlerinde karikatürle benzeşen ironik yönler bulmak mümkün. Fakat sanılanın aksine bu şiirler gülümseme eklemez yüzümüze. Tam tersi daha çok hüzünlü düşüncelere yönlendirir bizi.
Bu kısa ve çarpıcı şiirlerin zihinlerde uzun ve kalıcı etkisi olacağına kuşkum yok. Fakat günümüzün karmaşık ve karışık kültür ortamında elmasla kömürün asille taklidin birbirinden zor seçildiği belirsizliğinde Mehmet Özkendirci şiiri keşfini ve kaşifini bekliyor. Laf ebeliği yapmayan bir damla bal için bir sepet keçiboynuzu çiğnetmeyen bir şair var karşımızda. Şairi en güzel şiiri anlatır. Bize de zevkle dinlemek düşer..
Yrd. Doç. Dr. İlham Enveroğlu