Osmanlı batılılaşmasından Cumhuriyet çağdaşlaşmasına uzanan süreçte sergileri ele alan bu kitapta; saray çevresinin ilgi alanıyla sınırlı olan sanatın nasıl giderek halkın ilgi alanına yayıldığına tanıklık edecek Türk toplumunun entelektüel ve ekonomik yaşamındaki dönüşümleri izleyebileceksiniz. 1873 yılında kişisel gayretleriyle ilk önemli sergiyi gerçekleştiren Şeker Ahmet Paşa'dan 1947 yılında Güzel Sanatlar Akademisi'nin yemekhanesinde açtıkları sergide batı sanatıyla Anadolu halk sanatının sentezini araştıran Bedri Rahmi'nin öğrencilerine; bir tutkunun peşinde çoğu zaman ucunu göremedikleri karanlık bir tünelde ilerleyerek ama hiçbir zaman umutlarını inançlarını kaybetmeden sanat üreten ürettiklerini paylaşabilmek için sergiler düzenleyen yazılar yazan sanat okulları ve müzeler açan insanların mücadelesini göreceksiniz. Kitap ayrıca Osmanlının son yılları ve Cumhuriyetin ilk yıllarında açılmış sergileri temel alarak bir geçiş dönemini değerlendiriyor ve yüzyıllık bir dönemde açılmış yüzlerce sergiyi tarihsel bir sırayla listeliyor.