2000'li yılların başı Türk siyasetinde siyasal ve ekonomik krizlerin değişim ihtiyacını dayattığı bir dönem olmuştur. 3 Kasım 2002 seçimleriyle de Türkiye'de siyaset aktörler anlamında yenilenmiş ve köklü bir dönüşümün işaretlerini aksettirmeye başlamıştır. Siyasal sistem küreselleşme ve Avrupa Birliği'ne üyelik süreci ile serbest piyasa demokratikleşme ve sivilleşme alanlarında ciddi reformlara tabi tutulmuştur. Bununla birlikte Türk siyasetinde yeni bir siyaset anlaşılışının yerleştiğini söylemek kolay olmayacaktır. Avrupa Birliği'ne entegrasyon sürecinde yapılan reformların temelde kurumsal/anayasal olduğu gözden kaçırılmamalıdır. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde ortaya çıkan gerilimler katılımı uzlaşmayı ve diyalogu temel alan yeni bir siyaset anlayışı oluşturmanın sancılarının kolaylıkla aşılamayacağını göstermektedir. Sancılarını çektiğimiz bu dönüşümün başlangıcı aslında ülkemiz için 19. yüzyıla kadar götürülebilirse de bu kitabın konusu olan dönüşüm 1980 sonrasında odaklanmaktadır. Bu itibarla elinizdeki kitabın ana konusu Türkiye'nin yaşadığı dönüşümü 1980 sonrasına vurgu yaparak incelemektir.