Hemşinliler geçtiğimiz yüzyıl dönümünde ekmek parası kazanmak için Rusya gurbetine gittiler. Orada ekmek ve pasta yapmayı öğrendiler. Hem de çok iyi öğrendiler. Bizzat Rusya'da nam salacak İran'da Polonya'da muteber pastaneler açacak kadar. Sonra Hemşinliler fırıncılığı pastacılığı bütün Türkiye'ye taşıdılar. Memleketin hem büyük kentlerinde hem taşrasında pastaneler açtılar; pek çok yerde oranın ilk pastanesiydi bunlar...
Uğur Biryol'un sözlü tarih çalışmasına dayanan kitabı bu uzun mu uzun göç hikâyesinden enstantaneler sunuyor. Rusya'ya ilk gidişte çekilen meşakkatten saltanatlı patronluk günlerine Ekim Devrimi'nden sonra Tahran'a Polonya'ya hatta Nazi kamplarına uzanan gurbet hikâyeleri.. Türkiye'nin ünlü pastanelerinin geçmişi.. Hemşin'in sosyal dönüşümü ve 'terkedilişi'..
Pasta ve fırın ustalarının sanatlarına ve bu sanatta Hemşinlilerin özel yerine dair anlattıkları..
Pek konu edilmese de aslında hepimizin aşinâsı bir 'memleket gerçeği'nden taze poğaça gibi bir tadımlık.
Erhan G.Ersoy'un antropolojik bir bakış açısıyla "Hemşinlilik" üzerine Önsöz'ü ve Hemşinli bir edebiyatçı ve şair olarak Akif Kurtuluş'un Sonsöz'ü kitaba zenginlik katıyor.