"Zihninden hamile kalacak kadar Türk kültürüne aşık olmayan ve bu yüzden de birinci sınıf eser doğuramayan Türk aydını" hem sosyal bir olgu hem de sınıfsal bir entite olarak Tanzimat'tan bu yana üzerinde en çok konuşulan olgulardan birisidir. Üzerinde bu kadar çok konuşulmasına rağmen milletin değerleriyle barışık kalmış ve yabancılaşma anaforuna sürüklenmemiş aydın sayısı ülkemizde hâlâ parmakla sayılabilecek kadar azdır..."
"...Kültürdeki yozlaşma idealizmi öldüren en önemli handikaplardan birisidir. Kültürsüz insan aynı zamanda idealsizlikle de malul olur. Bireyin ruhunda milli kültür dayanak bulduğu takdirde o zaman milli idealleri seven onlara ilmi bir inançla bağlanan idealistler yetişir. Onun için iç ve dış kültür emperyalistleri idealizmin en sert kodu olan milli kültürün amansız düşmanlarıdır. Bunlar idealleri olmayan köksüz ve soysuz bir insan topluluğu oluşturmaya çalışırlar. Böylece insanlar büyük bir boşluk içine itilir ve her tür20den yabancı amaç için kullanıma açık hale gelmiş olur. Artık birey kendisini mensubu olduğu kimliğini; teyit tasdik ve yorumlama yeteğini kaybetmiştir..."