Şairliğim on iki yaşımda başladı.
Bahanesi tuhaftır:
Annem hastahanedeydi. Ziyaretine gitmiştim.. Beyaz yatak örtüsünde siyah kaplı küçük ve eski bir defter... Bitişikte yatan veremli genç kızın şiirleri varmış defterde... Haberi veren annem bir an gözlerimin içini tarayıp:
- Senin dedi; şair olmanı ne kadar isterdim!
Annemin dileği bana içimde besleyip de on iki yaşıma kadar farkında olmadığım bir şey gibi göründü. Varlık hikmetimin ta kendisi.. Gözlerim hastahane odasının penceresinde savrulan kar ve uluyan rüzgara karşı içimden kararımı verdim:
- Şair olacağım!
Ve oldum.
Üstad Necip Fazıl'ın bu yazısını okuduğumda on dokuz yaşımda idim ve o gün bir şeyi fark ettim. Çok geç kalmıştım veya çok geç kalmak üzereydim. Bir sözün bir yazının bir şiirin veya bir kitabın insan hayatına nasıl yön verebileceğinin cevabını aramaya başladım. Kim bilir belki hala bulamadığımdan var oldu bu kitap belki de tam tersi gerçek manada bu sorunun karşılığını bulduğumdan..