Özge Baykan Konuşmayan Adam'ı on dokuz yaşında yazdı. Ete kemiğe büründürmek için altı yıl bekledi.
Roman yazmak için on dokuz yaş erken denirse göz önünde tutulacak bir çekince olabilir bu ama Konuşmayan Adam ayrıksı bir roman. Anlatmak ve yazmakla ilgili kaygıların ürünü. Geleneksel anlatıdan ayrı bir yerde yazınsal sorunları yepyeni ve hiç kuşku yok ki çok özel bir dil ve anlam çiftince yaratılmış.
Özge Baykan düşünce ve davranış arasındaki ilişkiye çağdaş bir yabancılaşma metaforuyla karşılık veriyor. Edebiyatımızda benzeri olmayan bir yazınsal kahraman Konuşmayan Adam. Kendi kendine ulaştığı pek çok düşüncenin başkalarınca önceden düşünüldüğünü gördükten sonra konuşmamaya karar veriyor. Kendine bakarken dışardakini dışarıya bakarken kendini aydınlatıyor. Karanlıkta kalmaktan korkmadan. Yaşamın bütününe değil anlamlı bir köşesine tutulmuş ışık gibi.
Genç bir yazarın romanla ve yaşamla alıp veremediklerinin neler olabileceğini anlamak için okunması gereken alışılmamış bir roman.