Siyaset hayatı diye bir şey yoktur siyaset zaten hayattır. Siyasetin yaşam alanı ideallerle örülmüş bir mükemmellik hülyası değil zaaflarla kuşatılmış bir gerçeklik dünyasıdır. Siyaseti gerçek bir insan ilişkileri ağı olarak tasaıvvur ettiren şey de işte bu tutku ve ihtiras doğasının akıl ile tamamlama dengesidir. Bu denge siyasetin doğası ile insanın doğasını birleştiren hassas bir sınırdır. Bu yüzden siyaset sürdürülebilir iktidar hırsı ve sürdürülebilir siyasal amaçlılıktır. Siyasetin asli siyasal amaçlılığı her bir insanın kendi iktidar alanının tiranı olmak istemesidir. Bu yüzden siyaset bütün insanların başka birinin tiranlığını önleme çabasındaki tutku ve ihtiras arasındaki mücadeledir. İnsanı şeytana çeviren şeyin onu melek zannetmekle; dünyayı cehenneme çeviren şeyin onu cennet yapmak isteğimizle; siyaseti kaosa çeviren şeyin onu uyum kabul etmekle başladığını unutmamak gerekir. Mükemmellik ancak hatadan münezzeh olmayı ifade eder ki o zaman insan da siyaset de yok demektir. Mükemmel olan durum değildir çabadır mücadeledir süreçtir. Mükemmel olan 'var'lık değildir varoluştur.