Günümüzde sporu toplumun diğer sistemlerinden daha ön plana çıkartmak gayreti içinde olan ülkeler sportif performans konusunda aceleci davranmaktadırlar. Belki bu aceleci anlayışla yetiştirdikleri ilköğretim ve hatta orta öğretim çağındaki bireylerle dünya klasmanlarında iyi dereceler elde etmektedirler. Ancak bu çağlarda edinilen bu başarıları sonraki yaş evrelerinde görmek zor olmaktadır. Bunun en önemli nedenlerinden bir tanesi; henüz gelişim çağında olan çocukların salt performans amacına göre antrene edilmesi ve bu düşünceye göre yetiştirilmeleridir. Oysa sporda ileri giden ülkelerin spordaki başarıları çok daha ileri yaşlarda ve dünyanın en önemli organizasyonlarında örneğin Avrupa Dünya ve Olimpiyat Şampiyonalarında görülmektedir. Gerek bilim ve gerekse performans açısından doğru olanı budur. Çocuklar özellikle ilköğretim çağındaki öğrenci-sporcular illa da performans için aşırı yüklenme altına sokulmamalıdır. Bu yönelim aslında çocukların sağlığı açısından da olumlu bulunmaktadır. İşte bu temel bakış açısından hareket edilerek sadece bedensel performans daha doğru bir ifade ile psikomotor performans için okullarda beden eğitimi dersi uygulanmamalıdır. Buna ilaveten çocukların sporu sevmeleri beraberinde spora bağımlı olabilecekleri oyun öğretimi ile spor disiplinleri onlara öğretilmelidir. Bu yapıtta bu düşünce gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.