Fatih Özgüven kitapta yer alan öyküleri için şunları söylüyor: Ailede Avrupa'da küçük bir çocukken sevdiğim daha sonra kendim olmaya çalışırken olmak istediğim şeye uymadığı için hafifçe utandığım sonra yeniden sevdiğim biriyle sokaklarda dolaşıyoruz.
/ Bahçedeki Canavar'da olup bitenleri bana başkaları anlattı. Önce güldüm. Sonra uzun uzun düşündüm. Orada olmadığıma sevindim. Sonra keşke orada olsaydım dedim.
/ Akşamüstü Oldu mu tatil yerleri hüzünlü olur. İnsan yanındaki ecnebi arkadaşa derin konulardan bahsetmek isteyebilir.
/ Beyoğlu evimizse Amapola da işte o eve dair bir hikâye.
/ Bir Sarışın Melek'te Esma kötü bir şey diliyor; bazen dileğini geri almak için çok geçtir.
/ İnsanlara bakıp hikâyeler uydururuz. Üstelik Dilbilgisi'ndekiler ayrı dillerden konuşuyorlardı.
/ Eski Moda Bir Hikâye'nin kahramanı Avrupa'da bir Türk playboyu olabilecek bütün özelliklere sahipti. Ama tam öyle olmadı.
/ Gizli Nağme büyük bir hikâyeciye armağan... Olaylar Serkldoryan yerine Babylon'da başlıyor. Fark etmez.
/ Kemal kapılarına vardığı Hayalet Şehir'de Batı ile Doğu'yu birleştiren büyük bir tez yazmak istediğini anlatacaktı. Acaba yazdı mı?
/ İki Kişili Hikâye'deki iki arkadaş metroda karşılaşıyorlar. Ama aslında daha önce de karşılaşmışlar.
/ Mitfahren'de genç bir adam yanında siyah deri taklidi bavullarıyla bir yabancının arabasına binip bir şehirden ötekine gidiyor. Orada özel bir işi var.
/ Paris'te Bir Apartman'da birkaç hayalet birden oturuyor. Bir insan bir memleket bir çocukluk...
/ Ateşim vardı biraz. Ajda beni Regal Dönemi'yle yatakta yakaladı. Bilmece Bildirmece. Çözüldü Düşününce.