Türkistan'ın Ceyhunötesi'nde başlayıp Afganistan'daki Gazne'de sona eren çarpıcı bir hayat hikâyesi..
İlimlere karşı inanılmaz bir merak besliyen Ebû Reyhân el-Bîrûnî muhteşem dehasıyla XI. Yüzyılın ilk yarısına damgasını vurmuştur. Bu dönem onunla bir süreliğine aynı mekânı paylaşan ünlü bilgin İbn-i Sînâ başta olmak üzere bir çok bilim adamının tarihi onurlandırdığı bir dönemdir.
Bîrûnî 150 civarında eser vermiştir ki ele aldığı jeoloji matematik coğrafya astronomi farmakoloji tarih gibi bilim dallarının çeşitliliği hayret vericidir. Pozitif bilimler yanında bugün batılı bilim adamlarını referans göstererek andığımız etnoloji antropoloji tarih felsefesi gibi beşerî bilim alanları ile objektif tarihçilik kaygısı iktisadî tarih anlayışı gibi meseleleri ilk ortaya koyan da Bîrûnî olmalıdır.
Bîrûnî barış ve adâlet yanlısıdır; aksi durumlarda karşısındaki kim olursa olsun mücadele etmeye çalışmıştır. Ona göre toplumsal barışı bozabilecek hastalıklardan biri insanların kendi kavim ve dinlerini üstün görerek bu konularda bağnazlık sergilemeleridir. Bu bağlamda Sanskritçe'den Arapça'ya tercüme ettiği Patanjali'ye yazdığı girişte şu aşkın değerlendirmeyi yapmaktadır: İnsanların fikir ve yaklaşımları türlü türlüdür; ve dünyanın gelişmesi bu yaklaşımların çeşitliliği ile gerçekleşir.