Akıl ülkesinden yürek diyarından gönül toprağından ruh vatanından kovulan sesimi arıyorum.
Bir ülkünün bir idealin büyük bir uygarlığın sesiydi sesim.
Ve yiğit bir sesdi.
Seslendiğinde ırmaklar çağıldardı sular kaynağından fışkırır akardı parmaklarından sevgilinin.
Sözlerime namert dokunuşlar kondurmadım alnıma ülkemin ezilmiş ve sindirilmiş insanından çizgiler iliştirerek onurla ve aşkla taşıdım. Sende yok olmayan hiçbir eziyetin ödüllendirilemez olacağını biliyorum. Bütün yüreklerin bütün beyinlerin bütün ruhların ve elbette bütün "var" ların sende yok olmadan sükûna huzura ereceğine inanır mıyım hiç?