'Melekler onların yüzlerine omuzlarına vurarak canlarını alıyor' diyorum kendi kendime. 'Ecel emelleri uğurluyor dünya fani' diyor Garib emmi.
Bayramali kendisini tutamayarak sarsıla sarsıla ağlıyor.
'Kimimiz daha önce öldürülür kimimiz daha sonra aldatılır döndürülürüz' diyorum kendi kendime.
Ahşap evin çitle çevrili bahçesinde kalabalık oynaşıyor. Çocuklar geziniyor kadınların bağırtıları ağıtları... Bahçe kapısının yanındaki helanın çamur sıvalı duvarına yaslanan adama bakıyorum içindeki son parıltının da söndüğünü görüyorum.
'Ölümden öteye köy yoktur aslanım' diye fısıldıyor Garib emmi yanında duran Koreli'ye.
Sadık Yalsızuçanlar ilk romanı Yakaza'da kendi içine yolculuk yapan bir adamın hesaplaşmasını sancılar içinde anlatıyor.