Kuşkusuz geleneksel medya söylemine yöneltilebilecek en geçerli eleştirilerden biri söz konusu söylemin dünyayı asla bir ?problem algılama ve çözme yeri? olarak görmemesidir. Egemen medyayı sivil toplum medyalarından ayıran en önemli özellik budur. Egemen medya söyleminin kolay yaşama düşüncesine yaptığı vurgular öylesine güçlü ve yoğundur ki okuyucu-izleyicideki potansiyel eleştirel enerjiyi neredeyse daha kaynağındayken kurutmuş gibidir. Bu çalışma ticari pazar mantığının gereklerine göre işleyen küresel enformasyon birikim düzenine karşı okuyucuya yeni bir alternatif düşünce birikimini haber veriyor: Alternatif medyayı. Bir yanda yeri geldiğinde kapitalist politikacıların önerilerine eşlik eden Batılı yöneticilerin gönüllü savaş bakanlığını yapan ve en önemlisi de eleştirel toplumsal hareketleri yolundan saptıran küresel ölçekli bir medyanın sınırsız gücü; diğer yanda halktan haktan ve sıradan vatandaştan yana bir yayıncılığı ve habercilikte demokratik bir tutum ve mücadeleyi öven düşük sermayeli yerel / sivil toplum medya kuruluşları... İşte tam da böylesi bir düşünsel / tarihsel hesaplaşma için anlamlı bir zemin oluşturuyor elinizdeki kitap. Çalışma elden geldiğince bu tür arayışları ortaya çıkaran tarihsel koşulları da irdelemeyi hedefliyor art-alanında. ?Başka bir dünyanın mümkün olduğu? inancına yaslanan onurlu bir direniş kültürü ve iyimserlik yüklü bir slogandan yola çıkıyor Alternatif Medya. Evet başka bir dünya mümkün! Ve Adorno?nun dediği gibi ?Gözdeki kıymık en iyi büyüteçtir? ne mutlu gözlerinde kıymık taşıyana?