Kıbrıs genellikle bir adanın taşıyabileceğinden daha büyük siyasal yüklerin ve çatışmaların ortasında kalmıştır. Bu noktada öne çıkan adanın kendisi değil ada üzerindeki iki halkın asıl temsilcileri sayılan iki ulus-devlet ve onların uluslararası muhataplarıdır. Rebecca Bryant Tebaadan Vatandaşa'da bu algı düzeyinin ötesine geçiyor. Adanın tarihini antropolojik bir gözle yalnızca ada üzerindeki iki cemaatin tarihiyle okumayı öneriyor. Bu iki cemaatin kendi aralarındaki ilişkileri ada bölünmeden önce ve yüzyıllara yayılan birliktelik farklılık ve çatışmaları İngiliz sömürge döneminde yaşananları yeni baştan düşünmeye çağırıyor. Bu süreçlerde ortaya çıkan deneyim imkân ve kategorileri ele alırken buralarda yitirilen ihtimal ve umutları da hesaba katıyor. Yalnızca bir güzelleme ya da tarihe gömülen motiflere hayıflanarak değil gerçekçi ve umutlu bir dille anlatılan 19. yüzyıldan günümüze modern Kıbrıs tarihi...