Bir Kadını Tanımak adlı romanıyla tanıştığımız Amos Oz bu kez Fima'yla okurlarımızın karşısında. Amos Oz neredeyse kendi düşünceleri içinde kaybolmuş bir İsrailli aydının birkaç gününü anlatıyor ama bu süre onun tüm yaşamına ışık tutuyor. Gündelik hayata karşı son derece beceriksiz en küçük sorunların altından kalkamayan tedirgin düşünceleriyle yaşantısını bir türlü uzlaştıramayan bu uzlaşmazlıktan acı duyan biri Fima. Zaaflarına zayıflığına huzursuzluğuna karşın insanlarla arasında sıcak ilişkiler kurmayı başaran Fima Amos Oz'un ustaca anlatımıyla baştan sona kendini sevdiriyor. Bu roman hayat siyaset cinsellik ve tarih üzerine uzun yer yer gülünçlü hararetli ve çarpıcı bir tartışma. Amos Oz siyasal fanteziyi ve insan yüreğinin derinliklerindeki çatışmaları gerçekle uzlaşmakta güçlük çeken bir hayalcinin öyküsüne oturtmuş. Günümüz İsrail'inin gündelik yaşamını insanlarını bu insanların içinde bulundukları sürece yaklaşımlarını çelişkilerini iç çatışmalarını akıcı bir dil ve kusursuz bir üslupla anlatırken kendisini bir romancı olarak öne çıkaran yeteneğini yani romanın yapısındaki ve akılla duyguların dengeli kullanımındaki kusursuzluğu bir kez daha sergiliyor.