Öğrenci olan Andrea'nın babası sahilde müşterileri yalnızca denizciler olan bir kahvehane işletmektedir. Her gün okuldan sonra babasının kahvesine gelip geç saatlere kadar kalan Andrea hem oranın elli yıllık garsonunun hem de kaptan ve tayfaların birbirlerine anlattıkları denizcilik öykülerini dinleyerek zamanını geçirmektedir. Denizciliğe tutkundur. Ancak babasını ve iki kardeşini denizde kaybeden annesi oğlu Andrea'nın denizciliğe merak sarmaması için öğütlerde bulunmakta "Eğer beni seviyorsan hiçbir zaman teknelere adım atmayacaksın. En güvenilmez şey denizdir oğlumdemektedir. Dedesinin iki dayısının başına gelenlere karşın kahvehanede dinlediği denizcilik öyküleriyle Andrea çoktan denizciliğe gönül vermiştir. "Altın Post" söylencesinin etkisinde içten içe onu gidip bulma isteğindedir. Kafasına iyiden iyiye yerleşmiş bu söylence Andrea'yı büyük bir maceraya sürükleyecektir. Ve bir gün akşam alacasında Andrea'nın büyük macerası başlar...