İki İmparatorluğun idaresinde yaşamış Doğu Anadolu'nun serhat şehirlerindeki savaşlar ve göçler esnasında neler olduğu başlarına neler geldiğini bilmediğimiz öyle çok insan var ki öyle çok insan yitip gitti ki öyle çok insan birbirine kavuşmadan öldü ki öyle çok mezarı belli olmayan şehitler var ki öyle çok adsız mezarlar kaldı ki!
Tarih defalarca ağlatsa bile küllerinden doğarak yeniden yükselen Anadolu'nun derin mağrur bir hüznü var.
Hüznünde boğulmak yerine mücadeleyi seçmiş halkımız hiç başını eğmeden.
İnsanız işte... Savaşmışız ama âşık olmayı unutmamışız. Mürsel ve Sara'da öyle... Bir taraftan varlık içinde yokluk ve yoksunluk bir taraftan belirsiz ve korku dolu bekleyişler. "Ata baba yurdunu terk ediş" Diktiğin fidanın ağaç olduğunu göremeyeceğini bilmek...