Hemen hızla evden çıkarak vapur iskelesine yöneldi. Aşkın şiddetli duygularıyla coşmuş bir halde bulunan bu tecrübesiz genç zihinlerde hiçbir şüphe ve tereddüt olmamıştı. Vapur iskeleden harek etti. Celel bey'e herşey o gün ışık içinde hayat içinde görünüyordu. Sevgilisinin yüzüne saatlece hayran hayran bakan gözlerine Marmara'nın sonundaki ufuklar uzaktan uzağa açılarak sonsuzluk vaadediyordu. Köprüden başka bir vapura bindiği zaman sanki ilk defa görüyormuş gibi Boğaziçi kendisine şahane bir manzara sunuyor ve hiçbir zaman dikkat etmediği heyecan verici yerlerini buluyor ve iki sevgiliyi sessizliği ve güzelliği ile mutlu edecek saraylar keşfediyordu. Gök sevdiğini kendisine her yönde gösterecek kadar şeffaf; hava sevgilisinin yaşama sevincini arttıran saçının yüzüne dokunuşu kadar güzeldi. Heyhat!