Mevlana'nın Türk Tasavvuf Şiiri üzerindeki etkisi hiç kuşkusuz tartışılamaz. Bu nedenle onun manevi hocası Şems'in öğretileri bir çok konuyu aydınlatmak bakımından önem arz etmektedir. Ayrıca Şems ve Mevlana arasında nasıl bir bilgi alış verişi olduğunu Şems'in kendi söylemlerinden öğrenmek mümkündür.
Şems-i Tebrizi'nin bize bırakmış olduğu tek eser onun "Makalat"ıdır. Makalat konuşmalar demektir. Mevlana'nın Mesnevisi gibi bu eseri de Şems kendisi kaleme almış değildir. Konya'da bulunduğu iki buçuk yıl boyunca medrese ve camilerde verdiği vaazlardan oluşan bu eser Mevlana'nın teşviki ile müritleri tarafından kaleme alınmıştır. Bu konuşmalar mecmuası "Esrar-ı Şems al-Din-i Tebrizi" veya "Hırka-yı Şems-i Tebrizi" unvanlarıyla da Mevleviler arasında bilinmekte idi. Fakat en yaygın unvanı "Makalat-ı Şems-i Tebrizi"dir. Şems'in Makalatı gelişi güzel konuşmalarından oluştuğu için dil üslup ve anlatımda yer yer kopukluklar ve örgüde istikrarsızlıklar görülür. Hitap edilen kimi kişiler de esrar perdesinde gizlidir. Yazanlar sanki Şems'in konuşmalarını bazen özet halinde yazmaya çalışıyorlardı. Onun aşk denizi çok çalkantılı olduğu için her an yeni dalgalar meydana gelmekte ve fikirlerdeki durgunluk yok olmaktadır. Bunu kendisi de şu sözlerle ifade etmiştir: "Bende yazı yazma alışkanlığı yok ve yazıya dökmediğim sözler bende kalır ve her an yeni bir şekil ve biçim alırlar" (Makalat).
Bu kitapta yer alan Şems'in konuşmaları (makalatı) karmaşık bir mozaikten kurulu olduğundan İran'da yayımlanan karşılaştırmalı metinler ile Türkçe ve İngilizce yapılmış çevirilerden de yararlanmak suretiyle yeniden düzenlenmiş ve konulara göre sıralanmıştır.