"Gerçekten biz Eyyûb'u sabırlı (bir kul) bulmuştuk. O ne iyi kuldu! Daima Allah'a yönelirdi." (Sâd 44)
Biz kulumuz Eyyûb'u musibet ve mihnetle imtihan ettik. Onu belalarımıza karşı sabırlı kazaya karşı teslim olmuş ve emirlerimize itaatkâr gördük. Kim böyle olursa duası kabul olmaya sıkıntıları giderilmeye bütün kederlerden bir çıkış yolu bulmaya ve her darlıkta ferahlık bulmayı hak eder. Ona sayılmayacak kadar bol nimetlerimizden bahşederiz.
"Eyyûb'u (an)! Hani Rabb'ine: "Başıma bu dert geldi. Sen merhametlilerin en merhametlisisin" (Enbiya 21) diye dua etmişti.
Sabır kahramanı Hz. Eyyûb'un (aleyhisselâm) bu duası hem denenmiş hem de tesirlidir. Bizler bu âyetten alıntı yaparak dualarımızda sürekli Hz. Eyyûb'un (aleyhisselâm) duasını tekrarlamalıyız.
Hz. Eyyûb'un (aleyhisselâm) zahiri hastalıklarına karşılık bizim içten; ruhî ve kalbî hastalıklarımız vardır. İç dışa dış içe çevrilse Hazret-i Eyyûb'den daha ziyade yaralı ve hastalıklı olduğumuz görülecektir.. Çünkü işlediğimiz her bir günah kafamıza giren herbir şüphe kalb ve ruhumuza yaralar açar. Hz. Eyyûb'un yaraları dünya hayatını tehdid ediyordu. Bizim manevî yaralarımız pek uzun olan ebedi hayatımızı tehdid ediyor.
Öyleyse biz; her zaman dua eden Rabb'inden bir şeyler isteyenlerin safında olmalıyız.