Mustafa Suphi ve yoldaşları '15'ler' diye anılan Türkiye'nin ilk komünistleri Türkiye Komünist Partisi'nin kuruluşundan kısa bir süre sonra Türkiye'ye girmeye ve mücadelelerini ülke içinde sürdürmeye karar verirler. Fakat dönem Birinci Dünya Savaşı'nın ardından dünyanın emperyalistlerce yeniden paylaşıldığı ve o arada yeryüzünün en büyük ülkelerinden birinde Rusya'da Lenin'in Bolşeviklerinin gerçekleştirdiği Ekim Devrimi'yle sosyalizmin fiilen hayata geçirilmeye başlandığı bir dönemdir. Türkiye ve Rusya üzerinde büyük hesapları olan İngiltere kendi gücünü tartarak ağırlığını nereye vereceğini kararlaştırırken devasa Osmanlı İmparatorluğu'nun dağıldığı koşullarda Türkiye de kendine yeni bir yol arayışındadır ve savaş mağlubu olarak kendine yardım eli uzatan Sovyet hükümetinin desteğini görmektedir.
Mustafa Suphi ve yoldaşları Türkiye'ye işte böyle bir dönemde; Kazım Karabekir'le yaptıkları görüşmeler doğrultusunda Mustafa Kemal'in de yakın ilgisi ve bilgisi kapsamında girerler. Hemen sonrası Erzurum'da başlayıp Karadeniz sularında tamamlanan bir trajedidir...
Daha önce "Çerkes Ethem: Baki İlk Selam" kitabıyla tanınan araştırmacı Emrah Cilasun dört yıl süren yoğun çalışmasının ürünü olan bu kitabında Türkiye'de örgütlü komünizmin başlangıç noktası sayılan Mustafa Suphi ve yoldaşlarının Türkiye'ye gelişleri ve 28/29 Ocak 1921'de Karadeniz açıklarında katledilişlerini belgeleriyle bir tarihçeye dönüştürüyor...