'Arabesk' yeni kimlik arayışında ortaya çıkan bir alt kültürdü. Bu yeni kültürün sesi dünyadaki örneklerinde olduğu gibi öncelikle müzikle duyuldu. Bu müzik piyasada var olan hiçbir müzik türüne benzemese de sanki hepsinden bir parça taşımaktaydı. Geleneksel Türk musiki ağırlığıyla Türk halk müziği de kırsal hayatın kodlarını hatırlatan yapısıyla kentte her gün yabancılaşan dinamik yeni nüfusun dertlerinde derman olamayınca onların ihtiyaçlarına uygun bu yeni müzik türü doğmuş oldu. Her fırsatta Doğu'yu küçümseyen Batı'ya biat edip ona ait olan her şeyi yüceltmeyi adet haline getirmiş 'seçkinlerin' bu yeni müziği adlandırmaları ise uzun sürmedi: Arabesk. Bu adlandırma yeni müzik türü ve geçmiş imparatorluk mirası arasında bir ilişki kurmanın yanı sıra; bir kez daha ona karşı tavır koyma çabası olarak yorumlanabilir.