Sian korkunç bir kaza sonucunda sevgilisini bir bacağını kendine güvenini kadınlık gururunu ve aşka olan inancını kaybetmiş genç bir arkeologdur. O kazadan sağ kurtulmuştur ancak 'ölüm' düşüncesi yakasını hiç bırakmayan bir saplantıya dönüşmüştür. Edgar Allen Poe'nun gotik hikayelerini andıran kabuslarından kurtulmak için Whitby Manastırı'ndaki bir arkeolojik kazıya katılmaya karar verir.
Benedikt rehipleri ve rahiplerinin yüzyıllar önce ruhlarını huzura kavuşturabilmek için gece gündüz dua ettikleri bu topraklarda ruhunu hapsolduğu cehennemden kurtarmaya çalışmaktadır Sian her gün manastıra çıkan yüz doksan dokuz basamağı tırmanarak. O basamaklarda tanıştığı doktor Magnus ve köpeği Hadrian Sian'ın geçirdiği değişimde önemli bir rol oynarlar.
Genç bir kadının ruhunu huzura kavuşturmak için bir manastırda çıktığı yolculuğu tarihi gerilim gotik romans ve hayalet hikayesi özelliklerini bir arada kullanarak anlatan bu kısa roman çağdaş edebiyatın tüm güzelliğini barındırıyor.