O bir Türk kadın savaşçısıydı ve durmaksızın saklandığı evden ateş ediyor evi boşaltıp teslim olmayı reddediyordu. Sonunda ele geçtiğinde yanında yaşlı annesi ve çocuğu da vardı. (...) Şarapnel parçaları makineli tüfek mermileri yanı sıra pusuda ateş eden keskin nişancı kadın savaşçıların ateşi altında adeta cehennemde ilerlemek gibi bir şeydi bizimkisi. Burada pusuya yatıp çarpışan keskin nişancıların çoğu kadın veya kız. (...) Çanakkale Anafartalar'da 56.Fırka'da silahımla muharebelere iştirak ettim. Adım Ahmet idi. Benim kadın olduğumu kimse bilmiyordu. Şarapnel ve kurşunlarla dokuz yerimden yaralandım. (...) Reşit Paşa'ya bindik. Çanakkale'ye geldik Akbaş Mevkii'nde demirledik. Hastaları yaralıları toplamaya başladık. Ne yaralılar ne yaralılar. Şu parmakları görüyor musunuz? Ben bu parmaklarımla kaç delikanlının gözlerini bir daha açılmamak üzere kapattım."