Gazavat-nâme-i Midilli adlı bu eser 16. yüzyılın hemen ilk yıllarında kaleme alınmıştır ve o dönemde cereyan eden akınların oldukça canlı tasvirlerini içerir. Gubârî sanki bu savaşlara katılmış ve bizzat savaşmış gibidir. Olayları birinci tekil şahıs ağzından içtenlikle ve coşkuyla resmeder. Eserde baştan sona anlatılan aslında Sultan II. Bayezid'in askerleri ve özellikle de gazilerin kahramanlıklarıdır. Gazilik dâr-ı küfre ya da kafir düşmana karşı yapılan kutsal bir mücadeledir. Aralarında Hamza-nâme Saltuk-nâme ve Seyyid Battal Gâzî gibi gazilerin efsanevî kahramanlık hikayelerini okuyan halk gaziliği yalnızca duygu dünyasında yaşamakla kalmaz bizzat akınlara da katılarak yararlıklar gösterir. Gazaları yiğitlik duygularının yanında yoğun bir tasavvuf fikri de besler. Bütün gazalara hakim bir evliya kültürü vardır. Gayb erenleri denilen kişiler mutlaka manen bu kutsal savaşlara katılarak destek verirler.İşte tüm bu hususların edebî bir üslupla işlendiği Gazavat-Nâme-i Midilli hem Türk Dili tarihi hem de kültür tarihi bakımından değerli bir vesika niteliğindedir.