"Aslanlar kendi tarihçilerine sahip olana kadar avcılık öyküleri hep avcıları yüceltecektir" diyen ünlü Afrika atasözü egemen tarih yazıcılığının temel misyonu yanı sıra tarihe başka bir yerden bakmak zorunda olduğumuza işaret ediyor.
Bu kitap tarih anlatımı üzerinden kurulan ideolojik tahakküme karşı hem gerçeklerle yüzleşmemizi sağlıyor hem de eşitlik özgürlük ve kardeşlik ihtiyacımızı belirginleştiriyor. Tarihi ileriye doğru hamle yapabilmek ve doğru dersler çıkarmak için inceliyor. Tarihin kimi tartışma alanları ve kimi güncel sorunlardan hareketle tarih yazımındaki çarpıtmaları ve bizi insanlığımıza yabancılaştıran anlatıları teşhir ediyor. Bu anlamda tarihe nasıl bakılması gerektiğini göstererek farklı bir tarih bilinci inşa ediyor.
Kendi içinde beş bölüme ayrılmış olan Kitabın ilk üç bölümü Osmanlıyı İrdeliyor. Bunlardan birincisinde Osmanlı kimliğinin Anadolu halkı karşısındaki niteliği ikincisinde Osmanlı irnparatorlaşmasmın gerçek anlamı ve geri kalışının nedenleri üçüncüsünde ise demokratikleşme ve barış için Osmanlı mirası ile hesaplaşma zorunluluğu gösteriliyor. Dördüncü bölüm Papa Haçlı Seferleri Siyonizm ve hak ihlalleri ekseninde küresel sorunların tarihsel arka planını irdeliyor. Beşinci bölüm ise İslam'ın ilk dönemine dair 'saadet' illüzyonuna son verip hilafetin İslam öncüleri arasındaki korkunç iç savaşlar ve katliamlarla kurumlaştığını gösteriyor.