Resûlullah (s.a.v) Efendimiz "Din nasihattir" buyurarak müslümanların birbirlerine hayır öğütte bulunmalarının ehemmiyetine işaret etmiştir.
Bir mümin için öncelikler vardır. Bunların başında Allah Teâlâ'ya iman ilk sırada yer alır. Tabiî ki Allah'a iman sadece "inandım" demekle yerine gelmiş olmaz. Nitekim ayet-i kerîmede: "İnsanlar 'inandık' demekle imtihandan geçirilmeden bırakılacaklarını mı sandılar?" (Ankebut süresi (29) 2) buyurulur. İşte dinin Allah için nasihat oluşunun ilk basamağı Allah'a imandır. O'na şirk koşmamak O'na kulluk ve ibadette ihlaslı davranmak daima Allah'a itaat üzere olmak O'na isyandan şiddetle kaçınmak Allah için sevmek Allah için buğz etmek Allah'a itaat edene dost isyan edene düşman olmak Allah'ı inkar edenlerle cihad etmek nimetlerine şükretmek insanları bu sayılan vasıflara davet ve teşvik etmek bütün insanlara nezaket göstermek; işte bunlar Allah'a imanın gereği ve dinin Allah için nasihat oluşunun îcabıdır. Müslümanın bütün söz ve davranışlarında bunların gereğini yerine getirmesi hem dünyada hem de ahirette kendisine fayda verir.
Hz. Ömer-i Fâruk (r.a) "Nasihatçileri olmayan ve nasihatçileri sevmeyen bir millette hayır yoktur." buyurmuştur.
Evet bir müslüman olarak başta nefsimize sonra genişleyerek ailemize akrabalarımıza ve tüm insanlığa nasihatçi olma durumundayız. Nasihat dinin direğidir. Resûlullah (s.a.v) pek çok hadisi şeriflerinde Müslümanların başlarına gelecek en önemli afetin nasihati ve tebliği terketmek olduğunu vurgulamıştır. Nasihat öğüttür iyiliği emirdir güzel ahlaktır. Nasihat İslam'ı teslimiyet şuuru içerisinde edebiyle ve adabıyla yaşayıp insanların bunu yaşamasında rehber olmaktır.
Nasihatçi olabilmek için İslam'ı güzel yaşamak Allah Teâlâ'nın Resûlullah'ın (s.a.v) emir ve yasaklarını iyi bilmek gerekir. Bunlar iyi bilinmediği takdirde nasihat fayda vermeyeceği gibi muhatabın yanlış bilgilendirilmesi de söz konusudur. O bakımdan nasihatçinin başvuracağı eserler son derece titiz hazırlanmış olmalıdır.