Öyle anlat ki ilk kez aşık oluyormuşçasına garip bir heyecanla tanışayım yeniden...
Öyle anlat ki tüm bildiklerimi unutayım bir otel odasında ve yola çıkmak gelsin içimden. Trenleri düşüneyim uçakları değil ayışığı gölgesinde geceler yasemin koksun usulca. Bir çakıl okyanusların yosununu taşısın avuçlarıma. Görmediğimö kentler benim olsun konuşamadığım diller anadilim...
Dar zamanlara nice dünyayı sığdırayım da geniş zamanlarda bir telefon sesine tutsak kalayım...
Aşkı anlat bana öyle anlat ki kalabalıklarda yalnız yalnızlığımda kalabalık olayım.
Mutluluklardan ve mutsuzluklardan arınayım...
Hep yapmur yağsın anlattığın aşkta.
Kapılar ardına kadar açılsın ve öyle unutulsun.
Akan bir tavan olsun çatı katında
Terasta sardunyalar sonra bir kedi olsun... Mutlaka.
Sokakta bulunup eve getirilmiş yalnız bir kedi...