Kızılderililerin sahip olduğu topraklarda hiçbir şey beyaz adamı memnun etmedi ve hiçbir şey onun değiştirici elinden kurtulamadı. Nerede kesilip indirilmemiş orman varsanerede hayvanlar kuytu köşelerinde dinleniyorsa soluk benizliler oraya "ehlileştirilmemiş yaban arazi" dedi. Halbuki bize göre yabani vahşi yer yoktur. Tabiat tehlikeli değil misafirperverdir; korkutucu değil arkadaşçadır. Bizim felsefemiz korkudan ve önyargıdan uzaksağlıklı bir düşünce sistemidir. Bu noktada beyaz adam ve Kızılderili inançları arasında önemli bir fark buluyorum.
Kızılderili inancıetrafını çevreleyen her şeyle insanın ahengini gözetir; beyazlar ise çevreye hükmetmeyi esas almıştır. Kızılderililer aradıkları her şeyi paylaşma ve sevgide buldu; ama beyazlar aradıklarını korkarak savaşmada buldu. Biri için dünya güzellik doluydu. Diğeri için öteki dünyaya gidene kadartahammül edilmesi gereken günah ve çirkinlik dolu bir yerdi o daima Yaratıcı'ya yarattığı dünyayı değiştirmesi için dua eder. Bu adam bizi anlayamayacaktır. Bizim yaşlılarımız bilir ki insan tabiattan uzaklaştıkça kalbi sertleşir.
Bu sebeple biz çocuklarımızı tabiatın yumuşak eline yatkın yetiştiririz.
Ayakta Duran Ayı Siyu Kabilesi