Bugünü Yaşarken Dünü Unutmamak İçin
Dün ve yarını "şimdi"de birleştiren kelimelerini de aynı odakta seçerek konu ve dil bütünlüğünü kuran araştırmacı-yazar Nazife Şişman Timaş Yayınları'ndan okurla buluşuyor.
Günün Kısa Tarihi günün içinden sesleniyor okura. Günlük hayatın nasıl yavaş yavaş dönüştüğünü ayatımıza eklenen yeni gelişmelerle birlikte fark etmeden nelerin uçup gittiğini ruhunu yitirmeyen bir çözümlemeyle anlatıyor: İlmek ilmek her yönden ve açıkça.
Sosyoloji araştırmalarıyla tanıdığımız yazar ambalajlı mutluluklardan seküler hayallere ve seyirlik bir dünyaya bakıyor penceresinden; düşündüklerinden yaşadıklarından ve okuduklarından damıttığı bir tecrübeyi sunuyor.
İçinde yaşadığımız dünyanın gittikçe kırık bir aynaya dönüşen görüntüsünü parçaları göstererek paylaşıyor satırlarında. Yekpare bir kavrayışın neredeyse imkansız hale geldiği bir ortamda günün köpüklerinin içinde özü arıyor kuşatıcı bir anlamlılığın peşine düşüyor. Hayata dair görüşlerin bölük pörçüklüğünü sorguluyor. Gerçekliğin imajlara dönüştüğü bir dönemde parçaları birleştirmeye ihtiyacımız olduğunu fısıldıyor kulağımıza. Yoksulluğun yoksunluğun başkalarının acısının kameranın gösterdiklerinin mutluluğun nasıl idrak edildiğinin tasvirini yapıyor. Bunu yaparken salt bir eleştiri değil amacı neyi nasıl yaşadığımızın izleğini çıkarmak. Bizi kuşatan fiziksel şartları zihinsel kalıpları yoklamak. Bunu yaparken de geniş bir yelpazeyi dikkate almak. Hem ferdi çevreleyen gündelik hayatı hem de "dünyayı dünyalaştıran" siyasal süreçleri.
Nazife Şişman Günün Kısa Tarihi'nde; şimdiye dikkat çekiyor. Parçalanmışlıkla malul şimdiye. Hızlı ve yoğun yaşadığımız için hiç düşünmeden geçiştirdiğimiz şimdiye. Ve şimdinin içerisindeki değişime dönüşüme karmaşaya. Her şeye rağmen bütünü kaybetmeden yaşamanın yollarını arıyor. Hakikatin insan gerçeğine ışık tutan bir anlama kavuşabilmesi için...
"Göçmen kuşlar uçtukları yerin duvarlarına gökyüzü resimleri yapıştırılmış bir kafes olduğunu fark ettiler önce. Kafes altındandı. Bülbül misali "vatanım" diyenlerin sayısı azdı. Daha sonra gökyüzü resimleriyle kamuflaja da gerek duyulmaz oldu. Çıplak gözle görülür oldu parmaklıklar. Yani artık yanılsama sona erdi: Ne Amerika özgürlük kuşunun göğüydü ne de gökyüzü bitti."