Aşklar yalnızlıklarla ölümlerle daha çok anılır oldu artık.
Aşkları hele zamanla açıklamaya kalkıştığınızda kısalığıyla sığlığıyla ve kültürel planda altsızlığıyla sonunu hemen getiriveriyorsunuz.
Kimi "Aşkın ömrü üç yıldır" diyor kimi "Aşk başka hoşlanım başka" diyor kimi de "Aşk güzelliğin aracılığıyla çoğalma arzusudur" diyor.
Cemal Süreya ise sevgilisine "Aşklar da bakım istiyor öğrenemedin gitti!" diye seslenir bir şiirinde"
Elinizde tuttuğunuz bu kitapta da yüreğini şiir duyarlığıyla beslemiş genç bir adamın tutkuyla bağlandığı bir kadınla yaşadığı aşk anlatılıyor.
Fakat her aşk yalnız kendine benzer.
Bu da öyle: Bu aşk da kendi kurallarını kendi koyuyor ve anarşist tavrının sonunu kendi hazırlıyor.
Her aşkta olduğu gibi bunda da taraflar -belki- yalnızca birer aktör...
Doğa ya da kader; onları yan yana getiriyor rollerini veriyor ve sahneye salıyor.
Onlara yalnızca oynamak kalıyor.
İnanarak... Bilerek...
"Şiirden gelme"nin bilinciyle yazan Kemal Demir'in bu kitabı aşk konusunda çok ciddi olarak kafa yoran bunu tartışan ve bir sonuca ulaştırmak isteyenlerin başucu kitabı olacak.
Etki Yayınları böyle bir kitabı yayımlamakla tartışmaya zaten katılmış oluyor.
Aşktan yana...