Her caddesinde her sokağında bir-iki gazete ve dergi idarehanesinin bulunduğu Cağaloğlu ve onun kucağındaki Babıâli artık yok. Gazetecilerin iç içe yaşadığı bölgede şimdi halıcılar hediyelik eşya satıcıları kafeler var. Boyunlarındaki fotoğraf makineleriyle hızlı hızlı yürüyen koşan gazetecilerin yerini turist rehberleri aldı. Babıâli yaşlı belleklerde bir hâtıra olarak kaldı. Gençler ise bu hatıralardan da habersiz.
Ne Kadircan Kaflı ne Ahmet Kabaklı ne Necip Fazıl ne Burhan Felek Ne Abdi İpekçi ne Ethem İzzet ne Şahap Ayhan ne Ref'i Cevat ne Peyami Safa kaldı. O sokaklarda şimdi gürültücü turistler geziyor.
Bu renkli âlemin son yıllarını doya doya yaşamış biri olarak ünlü-ünsüz ama gazeteciliğe ömür vermiş insanların bir kısmını yakından tanımak imkânını bulduklarımızı hiç değilse bir süre olsun hatıralarda yaşatmak istedik. 50. yılını doldurmak üzere olduğumuz meslek hayatımızın bize yüklediği bir borç telakki ettik bunu. Türk basınına Türk Kültürüne hizmet etmiş o güzel o renkli insanları küçük anekdotlarla da olsa tanımayanlara anlatmak istedik.
Unutulmalarına gönlümüz razı değil.