İnsanoğlunun yerküre üzerindeki serüveni epeydir sürüyor. Modern insanın kırık dökük hikayesiyse derin bir hayal kırıklığıyla sonuçlanmak üzere. Fransız antropolog Bruno Latour'a kalırsa bu modernlik süreci hiç başlamadı bile. Sanılanın aksine biz hiç modern olmadık. Çünkü modern anayasa hep asimetrik kalmıştır şeyleri temsil etmekle yükümlü bilimsel iktidar ile özneleri temsil etmekle yükümlü siyasal iktidar arasında hep bir ayrım icat etmiş bu ikisi arasında kurulan ağların gücünü görmezden gelmiştir.
Modernler hem gerçekliği hem dili hem toplumu hem de varlığı istemekte pekala haklıdırlar. Haksız oldukları nokta onların sonsuza dek çelişkili olduklarını sanmaktır. (...) İtiraf ediyorum ki sonsuza dek salt dilin içine hapsolmuş ya da toplumsal temsillerin tutsağı olmuş bulunmaktan gına geldi. Bizzat şeylere erişmek istiyorum şeylerin fenomenlerine değil. Gerçek uzakta değildir dünya adına seferber olmuş tüm nesnelerde ona erişilebilir.
Hepimizi çokça meşgul etmiş bir kavram olan 'modern' ve ona mesafelenerek kurulan premodern antimodern postmodern 20'ye yakın dile çevrilmiş bu simetrik antropoloji denemesinde enine boyuna masaya yatırılıyor. Özneler nesneler nesnemsiler Boyle'un hava pompasından şeyler parlamentosuna.
Norgunk Yayıncılık