Pek çok coğrafyayı yazdım: Yemen'i anlattım; Türkler
Mezarlığı diye... Orta Asya'yı anlattım; Orta(daki) Asya
Ülkeleri diye... Balkanlar'ı anlattım; bal tadı kan kokusu
diye... Afrika'yı anlattım; Uçlar diye... Çin'i anlattım; Uzun
Yürüyüş diye... Amerika'yı anlattım; Tarihin Arka Odası
diye... Uzak-yakın savaş diyarlarını anlattım; Ülkelere Değil
Savaşa Düşmanım diye...
Bu kitapların hemen tümünde Türkiye'nin de adı geçti.
Ama elinizdeki çalışma hem Türkiye'nin yüreği hem en
uzağı... Hem Türkiye'nin önsözü hem son sözü!
Çanakkale'ye yaptığım pek çok gezinin ardından savaşın
öte yakasındaki Anzaklar'ın ülkesi Avustralya'yı da
dolaştım. Cephenin iki tarafındaki Mehmetçik'in ve
Anzaklar'ın savaştan sonra da birbirine kin beslemediğini
gördüm. Mustafa Kemal'in Anzaklar için kullandığı
"Onlar da bizim evlatlarımız olmuşlardır" tanımı
Avustralya'da da çok iyi biliniyor. Kitabın adı da
sanıyorum buna yakışır: Anzak Türkleri!
Kitapta; Çanakkale cephesinin iki yakasını Avustralya'ya
akın eden Türk işçilerinin öykülerini kıtanın gerçek sahipleri Aborijinlerin son durumunu ve "dünyanın en güzel şehri" unvanını gururla taşıyan Sidney'i bulacaksınız