Kürt halkının gerçek omurgası Müslümanlık mı? Dindar halkın kardeşlik temelinde dayanışması huzur ve barış için yeterli mi? Seküler Kürtçü söylem geriliyor mu? İslam Güneydoğu yarasına merhem olacak mı?
'Puşi ve Sarık' yıllardır Türkiye'nin kanayan yarası olan Kürt sorununa farklı bir noktadan yaklaşıyor. AK Parti'nin Güneydoğu seçim başarısının DTP'nin yaşadığı yenilginin 'okuma'sını yaparak "İslam Kürt sorununun kalıcı ve nihai çözümüne katkı sağlayabilir mi?" sorusunu soruyor. Seküler Kürt milliyetçileriyle dindar Kürtler arasındaki olası hegemonya mücadelesine 'zoom' yapıyor. Bu karmaşık süreci daha iyi anlayabilmemiz için "sivil kılavuz"luk görevini üstleniyor.
'Puşi ve Sarık' Kürt sorunu hakkında "yeni" bir şeyler söylüyor! Yeni bir şeyler söylemek isteyenlere söz veriyor: Mustazaf-Der'e Toplum-Der'e Gönül Köprüsü Derneği'ne Kimse Yok Mu Derneği'ne Özgür-Der'e söz veriyor. Haşim Haşimi'ye Serdar Bülent Yılmaz'a Orhan Miroğlu'na Sıtkı Zilan'a Sertaç Bucak'a Mele Yusuf'a Ayhan Bilgen'e ve Celal Aygen'e söz veriyor.
Gazeteci Nevzat Çiçek'in ezber bozan kitabı bu "sıcak" günlerde gündem yaratacak! Kürt sorunu çözülene kadar da gündemdeki yerini koruyacak!
Yasemin Çongar'ın kitaba yazdığı önsözde dediği gibi...
"Kürtlerin ve dindarların bu topraklardaki macerasının seyri hepimizin demokratikleşme macerasının seyriyle birebir örtüşüyor örtüşecek. Bu kitap İslami hassasiyetleri tarihsel olarak güçlü olan etnik kimliğinin yanı sıra tarikatçı geleneği ve alışkanlıklarıyla da Cumhuriyet'in 'makul vatandaş' tanımına sığmayan Kürtlerin hayatında dinin sahip olduğu yere geçmişte ve bugün gördüğü siyasi işleve ışık tutuyor."