"Vicdan ne yaptığını bilmek olsa gerek başkasının neye müstahak olduğunu bilmrk değil. Tabi iler böyle yürümüyor canı acıyan can acıtmanın bedelini hesabından düşebilir mi?"
"Daha çok vicdan daha iyi olmak demek değildir; yanlış anlşaşılmasın. Lüzumsuz bir vizdan içten kemiriyordu onu. Tabi bu onu daha kötü de yapmaz. Çatalın sivri tarafını tutarak yemek yer gibidir. Böyle insanların ruhu hem yara bere içinde kalır hem doyurmaz karnını... Çünkü ayıptır keskin sivri incitme ihtimali olacak kısmı kendinden başkasına doğru tutmak."
"Gizemli tavrının merak uyandıracağını düşünmüyordu bile çünkü o anda bir başkasının yakasını ne olursa olsun rahatça bırakacak kadar çok sızlıyordu vicdanı. Kendisinin yakası da öyle rahat bırakılır diye düşünüyordu. Ağrıyan yürek sadece kendisinindi ama o anda nasıl bilsin. Tek gördüğü kendi yüzü ateşin rengi yer yer siyahtan koyu bir is karanlık ve tahammül edemediği bir aptallıktı. Aptallık hatırasında bir suret bulmuştu ateş renginde bir suret. Gün mü çok vicdanlıydı Fin mi çok düzenbaz?