"Cemil Kavukçu'nun öyküleri akrabam olur. Kişilerinden mekânlarından dertlerinden dillerinden. Nasıl olmasın?
Tek başına kişileri bile yeter. Her biriyle çocukluk ergenlik gençliklerinde tanışmıştım. Yetişkinlikleri derken artık emekli olmuştu pek çoğu. Öykü öykü kitap kitap takip etmiştim her birini. Başka durumlar vakalar içinde karşılaşmıştık. Yalnız yabancı ıssız dünyalarında dayanışmalarına da tanık olduğum bu kişiler baba korkusu okul sınav derken ölüm korkusu yaşam korkusu sevme-sevilme aile korkusu kasabada sıkışma kentte tutunamama... Bir biçimde ve sebeple çocukluktan yaşlılığa korkuyla kuşatılmışlardı."