Mehmet Rauf "Sanat için sanat" ilkesini reddederek daha iyi bir insanlık daha mutlu bir gelecek için uğraşma iddiasıyla yola çıkarak Eylül'ü yazar.Paul Bourget etkisindeki yazar Eylül'de olayları çok yavaş gelişen bir üçgende Suad-Süreyya-Necib ilişkisini inceler. Ancak tek konunun dışına çıkamayıp yoğunlaştığı için edebiyatımızın ilk psikolojik romanını yazmış olur.
Süreyya'nın denizle oyalanması çocuksuz ve genç bir kadın olan Suad'ı tek başına bırakır. Müzikle avunmaya yönelen duyarlılığı akrabaları Necib'le sık sık görüşme olanaklarında bir sevgi haline gelir. Necib de kadınsız hayatının ülküsü olarak hep iyi durumlarda görüştüğü Suad'ı beğenip sevmeye başlar...