Rumeli Mecidiyesi'nin hali içler acısıydı. Ölü ve yaralılar her tarafa dağılmıştı. Yardım gelmesi bekleniyordu. İnleyerek yerde yatan bir yaralının yanına giden Cevat Paşa:
- Geçmiş ola gazi oğlum neyin var diye sordu.
Sesi işiten yaralı derhal ayağa sıçradı. Selam vererek esas duruşa geçti. Lakin paşaya doğru değil denize doğru selam vermişti.
- Oğlum hayırdır? Neyin var?
- Gözlerim efendim. Bir şarapnel parçası onları benden kıskandı galiba. Göremiyorum.
- Vah yavrum! Büyük geçmiş olsun. Çok üzüldüm.
- Eksik olmayın efendim. Üzülecek bir şey yok. Ben üzülmüyorum. Çünkü bu gözler bugün burada görmesi gereken ne varsa görmüştür. Bundan sonra görmesem de artık mühim değil.
***
Mart ayı başında ardı ardına düzenlenen taarruzlarda Boğaz'ın girişindeki tabyalar tahrip edilmişti. Hatta Seddülbahir mevkiine asker çıkartmaya çalışmışlar ancak Mehmetçiğin direnişiyle karşılaşıp geri püskürtülmüşlerdi. Bunun üzerine kesin çözüm isteyen müttefikler 18 Mart 1915 günü büyük donanma saldırısına geçmişlerdi.
Uzun ve zorlu bir gün olmuştu. Ölüm-kalım mücadelesi verilmiş düşman donanması bozguna uğratılmıştı. Mehmetçik Çanakkale'yi "geçilmez" kılmış büyük bir zafer kazanmıştı.
"Dur Yolcu! Burası Çanakkale" müttefik deniz saldırısının Mehmetçik tarafından bozguna uğratıldığı uzun günün gerçek hikâyesidir.