Çulluk öncelikle Münevver ile Murat Çavuş arasında yaşanan bir aşk öyküsüdür ancak edebiyatımızın değerli aşk öykülerinden ve romanlarından çok daha farklı bir yerde durmasının nedeni ilk işçi romanı olmasıdır. Üstelik sadece erkeklerin üstüne kurulu bir öykü de değildir.
1928 yılında kadınların öğretmenlik hemşirelik ya da ev işçiliği gibi ''kadına yaraşır'' dünyalarda anlatıldığı bir zamanda Münevver ''erkek'' ortamında çalışan bir fabrika işçisidir. Geçim sıkıntısı fabrikanın acımasız dünyası hak mücadelesi ilk kez edebiyatımızda kendine yer açarken bir kadın da yaşamının yükünü ve sorumluluğunu modern anlamda sırtlamış emekçidir artık. Bu nedenle edebiyat tarihimizin dönüm noktalarından biridir Çulluk.
Okudukça yeni kurulmuş Cumhuriyet'in ivme kazandırdığı kentleşme sanayileşmenin yarattığı işçi sınıfının erken günleri hakkında da çok şeyler söyler bize. Ama en çok da kadının bu yeni Cumhuriyet'te değişmekte olan rolünü anlatır bize.