"Siyasal görüşleri dinsel simgelerle yansıtmanın en etkili
yolu olarak seçilen türban (ki bilerek yanlış kullanılan
adlardan biri oldu doğrusu sıkmabaş demek gerekiyordu)
aylardan beri şeriatçıların gündeminden düşmüyor"
demişti Orhan Erinç 1998 yılında.
Gündem maddesi olarak aradan aylar değil yıllar geçti.
Gelinen noktada dinsel bir kural olduğu bile tartışılan
"sıkmabaş"ı parmak çoğunluğuna dayanarak anayasanın
çok sayıda maddesine karşın yasalaştırmaya çalışır
oldular.
Ne var ki "türbana özgürlük" söylemiyle ve dinsel
yaklaşımla başlayan ama kaosla sonuçlanan girişim
bölücülüğün tipik bir örneğini oluşturdu. Tehlikenin
farkında olmayanlar yüzünden laik Türkiye Cumhuriyeti
sonu karanlık bir dönemece sürüklendi.