"hiçbir tanrı insanları kurban vermeye zorlamadığı gibi" diyertek konuşmaya başladı Durasrabo. "İhtiyaç da duymazlar. Kainattaki her görünenle görünmeyenin bir işlevi vardır. Bizler gibi bu muazzam düzen de varlığını tanrılara borçludur. Herşeye muktedir olan iyi ve kötü ruhların ayrı ayrı işlevleri olup aralarındaki iş bölümü kusursuzdur.
"Biz insanlara gelince tanrıların tabiattaki küçük ama mükemmel birer eserleriyiz. Tanrıları değil bizim onlara ihtiyacımız var. Onlar için yaptıklarımız çok olmadığı gibi sürekli şükran duymaklada mükellefiz.
"Kurbana gelince iyi tanrıların dostluğunu pekiştirmek kötü tanrıları da kazanmak en azından onları yatıştırmak içindir... Görüldüğü gibi iyi ve kötü ruhlara olan sadakatimiz lehimizedir."
"Eğer çok sevgili yeğenim Zerdüşt bunun bilincinde olsaydı -ki yaşı henüz çok küçük- rukların ne çok ne de az olduğunu şükranla belirtecekti."
Zerdüşt:
"Efendim dedi "Yaşamın küçüklüğünü kabul ediyorum ama beynimin haycan katliamını yanlış görecek kadar büyüdüğüne de inanıyorum."
Burzinkus ayakları yerde aklı gökteki biricik haviştim; diye geçirdi içinden.
Zerdüşt Konuşuyordu...