Bilal Kabe'nin damına tırmandı.
Sorumluluk korku vericiydi.
Bilal putlara karşı tırmanıyordu.
Eğer düşseydi putlar parçalamış olacaktı.
Ve Bilal kabe'nin damındaydı...
On binlerin yüzleri yukarı bakıyordu.
Aşağıda derin bir sessizlik..
Kalabalık tek bir kelime etmiyordu.
Gökyüzüne baktı Bilal.
Gök bütün nefesini tutmuştu.Bir esinti dahi yoktu.
Kızgın çöl gözlerinin önündeydi.
Güneşe baş kaldıran yılanlar gibi ıslıklanıyordu yine
kırbaçlar"ehad...ehad..." sesleri geliyordu karşı tepelerden.
Birden korktu Bilal.
Nerede olduğunu ve kendisinden ne istendiğini biliyordu.
"Allahüekber Allahüekber"
Kabenin danımdan kanatlandı ilk ezan.
Ezan Arafat tepesinden yankılanıp geri geliyordu.
Sadece Peygamberimiz (s.a.v) bineğindeydi.
Başı önündebir eli diğerinin üzerindeydi.
En yakınında Ebu Bekr Ali ve Ebu Zer ona eşlik ediyordu.
Bilal uçuyordu.
Göklere doğru bir köle uçuyordu.