"Bir şey sunulmuştu bana bir hediye bir meyve. Ama ben o meyveden tadamadım gök erik gibi kaldı avcumda dünya. Şimdi ben uykusuzum yalınayağım kendimle meşgulüm. Kapımın önünde boş peynir tenekeleri yağmur suyu biriktiriyorum. Kendi kendime sanatçı tecrübe edinemeyen insandır diyorum bu dünyada hiçbir tecrübesi olmayan insandır ama şimdi sen karala bunun üstünü yırt sen bunu olmadı çünkü olmadı işte. Nafile."
Bir intiharın çevresinde insanlar...
O kızın intiharıyla birbirlerine yaklaşan...
Kendi içlerine ve geçmişe dalan...
Onu kaybetmenin acısıyla başka sevdiklerine eğilen...
Nasıl da mühimdir aşk sakarlıkları sevgi ihmalleri; nasıl hayat kurtarır eşin-dostun bakım onarımı...
Barış Bıçakçı'dan yine usul usul edebiyat.
"Barış Bıçakçı'nın dingin gösterişsiz suskusundan güç alan öykülerinin son zamanlarda okuduğum en güzel öyküler arasında olduğunu söyleyebilirim. Ne anlattığı sanki önemli değilmiş ama anlatım biçimi ve diliyle de sıradanmış gibi görünüyorsa size okuma alışkanlıklarınızı adam akıllı gözden geçirmeniz gerekir."
Semih Gümüş