Bakın size bir sır vereceğim! İstanbul alınmasaydı Cervantes İstanbul'da doğacaktı' diyor yazarımız. Neden? 'Roma Bizans Osmanlı başkenti olan İstanbul'da yazınsal metinler dili ile Pera'daki yazınsal metinler dili hangisidir' ve Rönesans neden İstanbul'da değil de Floransa'da oldu' diye soruyor 'Pera da İstanbul' adlı bu kitapta.
'Galata'nın önü deniz arkasında Peran Bağları altta bir yeraltı yolu bağlandığı gün doruğa çıkan I. Constantinus Boğaz sularına bakmış ve; Dionysos'un kanı Jesus olan doğa kenti depremden korusun! Afrodite ikilisi Artemis maskeli rahibeler kutsasın İstanbul'u demiş. 'Neden Roma'da değil de İstanbul'da demiş bu sözü I. Constantinus?'Yazarımız diyor ki; 'Saklı sırlarıyla gölgeleri denize düşen surlardan geri kalan yıkıntılar ve Çin Sedleri ile tarihdeş gizci zaman simyacılarına nesne olan Pera Bağları ve Galata evet onlar buradadırlar.
'Beyoğlu ve Pera'dan söz açılınca buranın dillere destan yeraltı kentleri Galata şarap mahzenleri konak şato ve surlarıyla feodal beyleri ve üzüm bağları unutulur. 'Hiç bilinmeyen bir Galata ve Pera ise bu ayrıntılarda gizlidir' diyor yazarımız.
İki yıl süren yaşam deneyimleriyle Hindistan Nepal Meksika Guatemala Bolivya Peru gibi ülkelerde kültür gazeteciliği yapan romancı Sonmez Almanya ve İsveç gibi Avrupa ülkelerinden sonra üç yılda bu denemeleri Pera da tamamladı ve Pera'da yitik bir zaman yaşadı.
Roman deneme türleri nasıl olursa edebiyat dili olur konuları ile birlikte Türkçenin sınırlarına yapılan yolculukla Roma Bizans Pera Bağları Galata Beyoğlu romansı da deneme tadındadır.