Galip Nahit Noyan'ın on beş yıl öncesine uzanan ilk "gerçek-dışı" resimlerini gördüğümde kendini ilk bakışta ele vermeyen "kapalı" kimliğiyle bu resimler arasında doğrudan bir ilişkinin var olması beni şaşırtmamıştı. Ama şaşırtıcı bir nokta da yok değildi: Akademik eğitim almamış belki de yeteneklerini gizlemeyi tercih etmesinden kaynaklanan bir "gizlilik" içinde kendi dünyasının labirentlerinde dolaşarak keşif yolculuğuna çıkmış birinin kısa sürede yetkin denebilecek teknik çözümlerde bunca başarılı bir sonuç elde etmesi sık rastlanabilecek bir durum değildi. Dönüşümsel biçimlerde bunca başarılı bir sonuç elde etmesi sık rastlanabilecek bir durum değildi. Dönüşümsel biçimlerle oynayıp farklı imgesel sentezler elde edebiliyor bunu da gerçeküstücü tekniğin kendine özgü boyutlarıyla pekiştirebiliyordu.
Onun resim anlayışında gerçeküstünün değil daha doğru olacak bir deyişle gerçekaltının izlerini arayıp bulabilmekteyiz kanımca. Gerçekaltı terimi bilinçaltı terimiyle daha yakın düşmektedir çünkü. Nahit Noyan düşsel izlenimlerin kurguya dönüştüğü bir aşamada resim yüzeyinde zekice oluşumlar yaratmaya olanak verecek ilişkiler üzerinde yoğunlaşırken bellek oyunlarını öne çıkaracak bir "arayış"a yöneliyor ve bu türden arayışları birbiriyle ilişkilendirecek bir görüntüler ağı kuruyor resimlerinde. Daha çok da kadın imgesinin aracılık ettiği yapısal bir kurgu çevresinde odaklanır bu görüntü ağı.
Cinsel fantezi ayrıntılarına yönelerek bu noktada ilginç görsel fanteziler üretmekte başarılı sonuçlar elde eden Noyan'ın resimlerini örneğin bir dönemde Hans Bellmer'in yaptığı bu tür fantastik kurgulara yakın tutabiliriz. Öyle de olsa Noyan'ın resimleri kendi düşünsel ve kurgusal eylemlerini öne çıkarmakta etken olmayı benimsediği ve doğrudan doğruya kendi resim dünyasıyla sınırlı kalmayı tercih ettiği için bir eğilimin paraleline girmekten uzak durabilmektedir.
- Kaya ÖZSEVGİN